ABD'ye soÄŸuk duÅŸ! Çin'den CIA'ye büyük operasyon
Zach Dorfman tarafından kaleme alınan ve Foreign Policy'de yayınlanan analize göre, 2013 yılından bu yana ABD istihbaratı, Çin istihbaratının kendilerini ifÅŸa ettiÄŸini fark etmeye baÅŸladı.
ABD'li eski istihbarat yetkililerine dayandırılan analizde Çin istihbaratının, Afrika ve Avrupa'ya gönderilen Amerikalı ajanları tespit ettiÄŸi ifade edildi.
Gizli personellerin ortaya çıkarılması, özellikle ABD Merkezi İstihbarat TeÅŸkilatı CIA'de alarma yol açtı. CIA tarafından yürütülen araÅŸtırma ve soruÅŸturmalarda, bu ifÅŸaların siber casusluk ile ele geçirildiÄŸi bulgusuna ulaşıldı. Çin istihbaratına baÄŸlı siber casuslar, özellikle ABD'li ajanların saÄŸlık ve seyahat bilgileri gibi verilerine eriÅŸiyordu. Çin'in bunu özel ve sınırlı bir hamle olarak deÄŸil, kapsamlı ve sürekli bir strateji paralelinde gerçekleÅŸtirdiÄŸi ortaya çıkmış oldu.
ABD ile Çin arasında istihbarat savaşı
İki ülke arasında son dönemdeki istihbarat savaÅŸlarının 2000'li yıllara dayandığı aktarılıyor. Bu yıllarda ABD istihbaratı, Çin'in ekonomik ve siyasi durumundaki olumsuz gidiÅŸatı kendi lehine çevirmeyi baÅŸardı. Bu paralelde Çin istihbaratına gerek Çin içerisinde gerekse Çin'in faaliyet gösterdiÄŸi diÄŸer bölgelerde sızılabildi. ABD istihbaratı, birçok Çinli istihbaratçı ve ajanı parayla satın alarak, sistemli bir ÅŸekilde Çin istihbaratına sızdı.
Çinli yetkililerin bu durumu tam olarak fark edebilmesi ise 2010'lu yılları buldu. Ancak Çin, CIA'in kendi istihbaratı içerisine sızdığını ve geniÅŸ bir insan kaynağı elde ettiÄŸini öÄŸrendikten sonra, öncelikle bu kiÅŸileri yok etmek için operasyona baÅŸladı. ABD'ye çalışan onlarca kiÅŸi öldürüldü ve hapsedildi. Çin'de rahatsızlığa sebep olan temel durum istihbaratlarına sızılmış olması olsa da, yolsuzluÄŸun bu boyutlara ulaÅŸması da Çin hükümetinde rahatsızlığa yol açtı. Özellikle 2012'de Komünist Parti Genel Sekreteri, 2013 yılında da Devlet BaÅŸkanı olan Åži Cinping döneminde bu gidiÅŸata karşı "savaÅŸ açıldı" Binlerce kiÅŸi yolsuzluk gerekçesiyle yargılandı. Böylece hem ABD istihbaratının etkisi sıfırlanırken hem de Cinping gücünü konsolide etti.
2013 yılında ABD'nin gizli dinleme faaliyetlerini ortaya çıkaran ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) eski ajanı Edward Snowden, NSA'in Çinli Huawei'nin aÄŸlarına da sızdığını ortaya çıkardı. Bu gibi geliÅŸmelerin ardından Çin, ABD'ye karşılık vermek ve kendi istihbarat ağını güçlendirmek için bir karşı savaÅŸ baÅŸlattı.
Çin'in karşı istihbarat savaşı
ABD'ye karşı, "karşı casusluk" faaliyetlerini hızlandırırken Çin, ABD'ye cevap vermek için de faaliyetlerini sıklaÅŸtırdı. Bu faaliyetler arasında siber saldırılar büyük bir kısmı oluÅŸturuyordu. Çin istihbaratı, biyometrik bilgilere ve yolcu bilgilerine eriÅŸmek için bazı havaalanlarının verilerini dahi ele geçirdi. Bunlar arasında Tayland'ın baÅŸkentindeki Bangkok Uluslararası Havalimanı da bulunuyordu. Rusya ve İran gibi ortaklarının da desteÄŸiyle Çin, ABD'ye karşı istihbarat çalışmalarına hız verdi.
Çin istihbaratına baÄŸlı hackerlar bununla da sınırlı kalmayarak, ABD'de kritik devlet kurumlarının data merkezlerine saldırmaya baÅŸladı. Bu saldırılar her ne kadar sınırlı sabotaj eylemleri olarak görülse de aslında, Çin'in devasa enformasyon savaşının bir parçasıydı. Siber saldırılardan elde ettiÄŸi enformasyon bulutuyla Çin ABD'ye karşı savaşında büyük bir avantaj elde etti. Özellikle 2012 yılında ABD Personel Yönetim Ofisi'nin hacklenmesiyle, Çin 21.5 milyon ABD'li mevcut ve eski personelin hassas bilgilerini elde etti. Bu bilgiler arasında kiÅŸilerin kimlik bilgileri, iÅŸleri, saÄŸlık durumları, ikametleri, parmak izleri ve finansal verileri bulunuyordu. ABD bu siber saldırıdan 2015 yılına deÄŸin tam olarak haberdar olamadı.
ABD ajanları ifşa oluyor
2012 yılındaki bu siber saldırıyla beraber ABD istihbaratı, dünya çapında birçok "anormal" durumla karşılaÅŸmaya baÅŸladı. ABD'nin kritik görevlerdeki gizli yetkilileri, Çin ve Rusya istihbaratı tarafından markaja alınmaya baÅŸladı. Bazı ABD yetkililerinin eÅŸleri Çinli ajanlarca tuzaÄŸa düÅŸürülmeye çalışıldı. Bu geliÅŸmelerin ardından yapılan soruÅŸturmalarda Çin'in siber saldırılarının boyutları ortaya çıkmış oldu.
ABD'li yetkililer Çin istihbaratının söz konusu verileri derinlemesine tahlil ettiÄŸi ve ABD istihbaratına sızmak için kullanılabilecek ideal kiÅŸileri tespit etmeye baÅŸladığı görüÅŸünde.
ABD'nin özellikle Avrupa ve Afrika gibi bölgelerdeki kritik yetkililerinin ifÅŸa olması ABD'yi telaÅŸa düÅŸürmüÅŸ durumda. Bu paralelde ABD ile Çin arasındaki istihbarat savaÅŸları boyut atlarken, Çin'in ABD'yi ekarte edebilmek için çabalarının hız kazandığını söylemek güç deÄŸil.